- Pazartesi - Cuma : 09.00 - 18.30
- Pazartesi - Cuma 09.00-18.30
İçindekiler
ToggleGiriş
Kişiler toplum içinde adları, soyadları, yaşları gibi kendilerini ayırt edici özellikleri ile bilinmekte ve tanınmaktadırlar. Bu unsurlar tüm gelişmiş hukuk düzenlerince kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olarak korunur. Esasında temel kaide bu unsurların değişmezliği iken ad, soyadı değişikliğine ilişkin talepler kişilere sıkı sıkıya bağlı olan şahıs varlığı hakkının kullanılmasına ilişkin olduğundan, kişilere bu yönde bazı haklar tanınmıştır. Bu doğrultuda bireylerin ad ve soyadı bilgilerinde değişiklik yapabilmeleri, haklı nedenlerin varlığı halinde mümkün olmaktadır. Biz de bu yazımızda ad-soyadı değişikliği davaları ve şartları hakkında detaylı bilgiler verip sonrasında konuyla ilgili sıkça sorulan soruları cevaplayacağız.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davası Nedir?
İsim (ad-soyadı) değişikliği davası, kişilerin mevcut isim ve/veya soyadlarını hukuki yollarla değiştirmelerine olanak sağlayan davadır. Bu değişiklik Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca, haklı sebeplerin varlığı halinde mahkemeden talep edilebilmektedir. Kişiler mevcut isimlerini ve/veya soy isimlerini taşımak istemediklerinde, değiştirmek istediklerinde, ekleme – çıkarma yapmak istediklerinde ve sair her türlü isim, soy isim değişikliklerinde bu dava yoluna başvurmak zorundadırlar.
Buna göre, bir kimsenin nüfusta yazılı adının değiştirilebilmesi için, haklı nedenlerin varlığının kanıtlanması ve ayrıca bu adın milli kültürümüze, ahlak kurallarına, geleneklerimize uygun düşmesi, kamuoyunu inciten nitelikte olmaması da gerekecektir. Temel ilke olarak bu iki koşulun gerçekleşmesi durumunda mahkemece adın değiştirilmesine karar verilecektir.(Yargıtay HGK, E.2000/18-127)
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği İçin Haklı Neden Gerekliliği
Türk Medeni Kanunu’nun adın değiştirilmesi başlıklı 27.maddesi uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. İlgili kanun maddesinde ise haklı sebepler tek tek sayılmış değildir; Dolayısıyla isim – soy isim değişikliği taleplerinde, genel bir değerlendirmeden ziyade kişiler nezdinde ayrı ayrı değerlendirme yapılarak haklı nedenin varlığı aranacaktır. Bu noktada kişilerin sunmuş olduğu özel nedenleri, sosyal statüleri, aile ve çevre ilişkileri, tanık beyanları, kolluk evrakları, neticeten talep edilen ismin veya soy ismin kabul edilebilirliği gibi hususlar ayrı ayrı değerlendirilerek bir sonuca varılır. Fakat mahkemelerce kabul edilen ve Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş, bazı haklı gerekçeler şu şekildedir;
- İsmin veya soyadının; toplumda alay konusu olması veya gülünç bulunması
- Telaffuzunun zor olması
- Kişinin toplum içinde farklı bir isim ile bilinmesi ve bunun uzun bir süredir devam etmesi
- Genel ahlak kurallarına, örf ve adete aykırı olması
- Kişinin isim veya soy isminin yanlış anlaşılmalara neden olması
- Kişinin dini inançlarına uygun olmaması
- Kişinin cinsiyetine uygun olmaması
- Kişiye travmatik olayları veya kötü anıları hatırlatması
- Toplum içinde kötü anılan birine ilişkin olması
- Yaptığı işin, isminde zorunlu değişiklik gerektirmesi
- Türk vatandaşı olmuş kişinin Türk ismi almak istemesi, gibi sebepler sayılabilir. Bu gibi sebeplerin varlığı mahkemece haklı neden olarak görülmektedir. Fakat ifade ettiğimiz gibi, bu sebepler sınırlı sayıda olmayıp somut duruma göre kişiye özel değerlendirilmeler yapılması gerekmektedir. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir.(Yargıtay)
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davasını Kimler Açabilir?
İsim (Ad-Soyadı) değişikliği davası, bizatihi kişinin kendisi veya özel olarak yetkilendirdiği avukatı tarafından açılabilir. 18 yaşından küçükler için bu dava velayet hakkına sahip ebeveynleri veya vasileri tarafından açılmaktadır ve küçükler adına özel vekaletname düzenlenmiş olmak kaydıyla dava avukatları aracılığıyla da açılabilecektir.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davası İçin Gerekli Belgeler
İsim (Ad-Soyadı) değişikliği davası için gerekli belgeler, kişilerin haklı nedenlerini ispat edecek belgelerdir. Dolayısıyla kişiler sunacakları belgelerde ve özellikle tanık beyanlarında, davalarının haklılığını ispat etmelidirler. Bunun dışında sunulması gereken ayrı bir belge bulunmamakta olup dava nüfus kayıtları ve kolluk evrakları üzerinden ilerlemektedir.
Çocuklarda İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davası
Çocuklarda isim veya soyadı değişikliği davası, velayet hakkına sahip ebeveynleri veya vasileri tarafından açılabilmektedir. Dava sürecinde mahkeme, sunulan nedenlerin haklılığını değerlendirip çocuğun üstün yararını gözeterek karar vermekte ve bu doğrultuda küçüğün fikirlerine de başvurmaktadır.
Anne ve babanın evli olmaları halinde mahkemeye birlikte başvurmaları gerekmektedir. Ancak boşanmış olmaları halinde velayet hakkını elinde bulunduran tarafın mahkemeye başvurması yeterlidir. Dava bir avukat aracılığıyla yürütülecek ise küçüğe vekaleten bir avukatın özel olarak yetkilendirilmesi gerekmektedir, bu işlem ise yine anne ve baba evliyse birlikte, ayrılırsa velayeti elinde bulunduran tarafça gerçekleştirilecektir.
Çocuğun Soyadının Annenin Soyadıyla Değiştirilmesi
Velayeti elinde bulunduran anne, çocuğunun kendi soyadını taşıması için dava yoluna başvurabilir. Burada Yargıtay tarafından benimsenmiş ve yerleşik uygulamaya göre anne, çocuğun soyadının değiştirilmesinde haklı nedenlere dayanmalıdır. Bununla birlikte çocuğun üstün yararı gözetilerek onun psikolojik durumu, babasıyla olan ilişkisi gibi durumlar birlikte değerlendirilmektedir. Dolayısıyla çocuğun soyadının değişmesi için, sırf velayetin annede bulunması yeterli olmamakta, bu değişikliğin çocuğun yararına olduğu mahkeme nezdinde de ispat edilmesi gerekmektedir.
Daha öncesinde uygulamada bu konuyla ilgili büyük bir engel var iken, son zamanlarda Anayasa mahkemesinin bu engeli kaldıran kararlarıyla birlikte gelişme kaydedilmiştir. 2017 yılı itibariyle Yargıtay tarafından da çocuğun soyadının, annenin soyadıyla değiştirilebileceği görüşü kabul edilmektedir.
Nüfus Müdürlüğüne Dilekçe İle İsim (Ad-Soyadı) Düzeltilmesi
2025 yılı itibariyle isim (ad-soyadı) değişiklikleri yalnızca dava yoluyla gerçekleştirilmektedir. Aralık 2022’ye kadar e-devlet kanalı üzerinden bu değişiklikler(yalnızca basit değişiklikler) mümkün olsa da sonrasında uygulamaya son verilmiştir.
Nüfus müdürlüklerinde yalnızca isimlerdeki basit imla hatalarının düzeltilmesi mümkündür, diğer her türlü isim değişikliği için mahkeme kararı gerekmektedir.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme
İsim (Ad-soyadı) değişikliği davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. İstisna olarak Aile hukukundan doğan meselelerde, örneğin boşanılan kocanın soyadını kullanmaya izin davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir.
Yetkili mahkeme ise davacının ikametgahının bulunduğu (yerleşim yeri) mahkemesidir.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davalarında İtiraz
İsim (Ad-Soyadı) değişikliğinden zarar gören üçüncü kişiler, kararı öğrenmelerinden itibaren bir yıl içinde, kendi yerleşim yerlerinde bulunan asliye hukuk mahkemelerinde, kararın kaldırılması talepli dava açabileceklerdir. Davanın reddedilmesi halinde iki haftalık istinaf süresi başlayacak ve fakat dosya istinaf kararı sonrasında kesinleşecektir. İsim değiştirme ve kaldırılması davaları için temyiz yolu kapalıdır.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği İçin Avukat Vekaletnamesi
İsim (Ad-Soyadı) değişikliği davası, kişinin kendisi tarafından açılabileceği gibi, özel yetkili bir vekaletname ile avukatı tarafından da açılabilir. Burada şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı söz konusu olduğundan, noterlerce düzenlenecek vekalette “nüfus davaları açmaya, isim ve soy isim değiştirmek için davalar açmaya, şeklinde özel yetkinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İsim Ekletme – Çıkarma Davaları
İsim ekletme – çıkarma davaları da genel olarak isim değişikliği kapsamında görülen davalardır. Dolayısıyla isim değişikliği için gerekli haklı neden şartı bu davada da sağlanmalıdır. Bu doğrultuda kişiler isimlerine ilave isim eklemek veyahut mevcut isimlerini eksiltmek istediklerinde mutlaka bu taleplerine ilişkin haklı nedenlerini izah etmeli, varsa belge ve tanıklarını mahkemeye sunmalıdırlar.
Nüfus hizmetleri kanununda yapılan son düzenlemelere göre bir kişinin en fazla üç ismi olabilir, en azından da tek ismi olması gereklidir. Yine tüm isim değişikliği davalarında olduğu gibi bu davalar da talepte bulunan kişinin ikametinin bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılacaktır.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davası Örnek Yargıtay Kararları
- Davacı, 1992 doğumlu kızının aile içinde ve çevresinde “Mizgin” adıyla bilinip tanındığını ileri sürerek nüfusta yazılı “Hatice” adının “Mizgin” olarak değiştirilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, çocuğun adının değiştirilmesini gerektiren haklı nedenlerin bulunmadığı, ayrıca Türk dilinde olmayan ve birbirine zıt anlamlar içeren “Mizgin” sözcüğünün ad olarak verilmesinin milli kültüre, örf ve adetlere uygun düşmeyeceği, kamu vicdanını inciteceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, davacı hükmü temyiz etmiştir. Yargıtay Onsekizinci Hukuk Dairesince “kişinin toplum içinde bilinip tanındığı adını kayden de taşımasının Medeni Kanunun 26. maddesinde öngörülen haklı neden sayılacağı, bu durumda yasal bir sakınca da olmadığı halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin doğru bulunmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulması üzerine, ”yeniden yapılan yargılama sonunda mahkeme önceki kararında direnmiştir. Milli kültürümüzü oluşturan, örf ve adetlerimize kaynak olan tarihi geçmişimiz ile çağdaş toplumsal yaşantımızın gerekleri dikkate alındığında; “Mizgin” sözcüğünün salt yabancı (Farsça) kökenli olması ve Türk dilinde değişik anlamlara gelmesi kişiye ad olarak verilmesine engel oluşturmayacağı gibi, bunun kamu vicdanını inciteceğinden de söz edilemeyeceği cihetle, mahkemenin bu yöne ilişkin değerlendirmesi de yerinde değildir. Şu durum karşısında davada, Medeni Kanunun 26. maddesinde öngörülen haklı nedenlerin varlığı yöntemince kanıtlanmıştır. Ayrıca “Mizgin” adının Nüfus Yasasının 16. maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne de aykırı bir yönü bulunmadığı açıktır. Mahkemece yasa maddelerinin yorumunda delillerin takdir ve değerlendirilmesinde hataya düşülerek özellikle yetersiz subjektif görüşe dayanan bilirkişi raporuna üstünlük tanınarak Özel Dairenin bozma kararına uyulması yerine direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas Numarası: 2000/18-127 Karar Numarası: 2000/154 Karar Tarihi: 01.03.2000)
- Dava, haklı sebebe dayalı adın ve soyadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunun ilgili maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de göz önünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleşmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Kanununun öngördüğü “haklı sebep” bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri ileri sürülen sebebin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve kanunun buyurucu hükümlerine ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun tespiti gerekir.(YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2017/6122 Karar Numarası: 2017/14423 Karar Tarihi: 02.11.2017)
- Davacılar, dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanları ile 27.04.1997 doğumlu küçük kızları B’nin lisede öğrenci olduğunu, T. olan soyadından dolayı alay edildiğini, anne-baba olarak kendilerinin soyadlarını kullanmak istediklerini, sadece müşterek çocuklarının soyadının “T.” olarak değiştirilmesini istemişler, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.4721 sayılı Medeni Kanun’un 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru neseple çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi velilerinin soyadı değiştirilmeden çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda açılan davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.(YARGITAY 18.HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2013/8551 Karar Numarası: 2013/10693 Karar Tarihi: 18.06.2013)
- Dava, çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Velayet hakkına sahip anne, soyadlarının farklı olmasından çocuğun rahatsız olduğunu ve kendisi ile aynı soyadını taşımak istediğini ileri sürmüş olup annenin tanıkları da babanın çocuğuna ilgisiz olduğunu, yaklaşık 3,5 yaşında olan çocuğu bir kere bile görmeye gelmediğini, anneyi tehdit ettiğini, tarafların arasında şantaj nedeniyle davalar bulunduğunu, babanın çocuğu doğduğundan beri görmediği gibi onunla maddi manevi olarak da ilgilenmediğini anlatmışlardır. Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, aksine çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekir.(YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2017/1097 Karar Numarası: 2018/12772 Karar Tarihi: 12.11.2018)
- Mahkemece dava; davacıların murisi Y’un 1959 yılında soyadı değişikliği davası açıp şimdiki soyadın alındığı, Nüfus Kanununa göre ikinci kez değişikliğin mümkün olmayacağı nedeniyle usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de; önceki dava davacıların murisi tarafından açılmış olup isim ve soyadı değişikliğine ilişkin davaların doğum tarihinin düzeltilmesi ile ilgili davalarda olduğu gibi ikinci kez açılamayacağına dair bir yasa hükmü de bulunmamaktadır.(YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2002/3480 Karar Numarası: 2002/6028 Karar Tarihi: 27.05.2002)
- Davacının erkek iken gerçekleştirilen ameliyat sonucu kadın cinsiyetine geçtiği tarihte, davacı Türk Vatandaşı olmayıp Alman vatandaşıdır. İsim ve cinsiyet değişikliği, vatandaşı olduğu devletin hukukuna göre karara bağlanmıştır. Buna ilişkin yabancı ilamın tanınmasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. Cinsiyet değişikliğinin Türk Medeni Kanunununda gösterilen prosedür izlenmeden yapılmış bulunması ve kararın dayandığı doktor raporunun, bu maddede sayılan hususları ihtiva etmiyor olması tek başına Türk kamu düzenine aykırılık oluşturmaz. O halde koşulları oluştuğundan her iki kararın tanınmasına karar verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır.(YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2009/9678 Karar Numarası: 2009/22090)
- Kişi, haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Kanun’un buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla bir kişi iş ve aile ilişkilerinde tanındığı adını kullanabilir ve bu adla nüfusa tescilini isteyebilir. Yargılama sırasında dinlenen tanıklar, davacının arkadaş çevresinde ve aile arasında adı ile bilindiğini beyan ettiklerinden ve kolluk araştırma tutanağı ve adli sicil kaydına göre de isim değişikliğine engel bir nedenin bulunmadığı, davacının adı ile bilindiği tespit edildiğinden ve davacı tarafından haklı nedeni kanıtladığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.(YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2015/5694 Karar Numarası: 2016/347)
Konuyla İlgili Sıkça Sorulan Sorular
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davası Kime Karşı Açılır?
İsim değişikliği davalarında, değişiklik talep eden davacı sıfatında iken davalı taraf ise Nüfus Müdürlüğüdür. Dolayısıyla dava yanlış kanının aksine kişinin anne-babasına karşı değil, nüfus müdürlüğüne karşı açılacaktır.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davası Ne kadar Sürer?
İsim değişikliği davaları genellikle 2-6 ay içerisinde sonuçlanmaktadır. Bu davalarda önemli olan başvurucunun haklı nedenlerini ispat edebilmesidir. Sonrasında kolluktan ve sair kurumlardan gelecek belgelerle birlikte bir değerlendirme yapılarak dava birkaç celsede sonuçlandırılmaktadır. Davanın bu konuda deneyimli bir avukat ile birlikte yürütülmesi sürecin daha hızlı ve başarılı bir şekilde sonuçlandırılmasına katkı sağlayacağı şüphesizdir. Bizlere buradan ulaşabilirsiniz.
Ad Ve Soyadı Birlikte Değiştirilebilir Mi?
Evet, haklı nedenler izah edildiği ve delillerle ispatlandığı sürece aynı davada hem adın hem de soyadının değiştirilmesi mümkündür.
Haklı Neden Olmaksızın İsim Değiştirmek Mümkün Müdür?
Detaylı izah ettiğimiz gibi isim değişikliği için yapılan başvuruların temel şartı, geçerli ve haklı bir nedenin varlığıdır. Sadece kişisel tercihler ya da keyfi isim değişikliği yapılamamaktadır. Mahkemeler, isimde oluşan sosyal ya da psikolojik olumsuzluklar, toplum içinde yaşanan zorluklar ya da ismin kişiye getirdiği engeller için sunulan gerekçelere dayanarak karar vermektedir. Burada kişinin isminden ciddi nedenler olmadan sadece hoşnutsuz olması dahi haklı bir neden olarak görülebilmektedir. Mühim olan bu hususun açıkça ve sair delillerle desteklenerek mahkemeye sunulmasıdır.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Nüfus Müdürlüğünden Yapılabilir Mi?
İsim değişiklikleri Nüfus müdürlüğünden yapılamamaktadır. Müdürlükten yalnızca isim düzeltme işlemleri yapılabilmektedir, bu işlemler de basit imla hataları gibi durumlar için geçerlidir. Aksi her türlü isim soy isim değişikliği için mahkeme kararı gereklidir.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Kaç Kez Yapılabilir?
İsim değişikliğinde bir sınır yoktur, kişiler haklı nedenleri olduğu ve bunları mahkemeye ispat ettikleri sürece isim soy isim değişikliği için tekrar dava açabilirler.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davalarında Tanık Dinlenir Mi?
İsim değişikliği davalarında tanık delili oldukça önemlidir. Kişilerin mevcut isimlerini değiştirmek, eksiltmek veya ekletmek gibi taleplerinde haklı nedenlerinin varlığı tanık beyanlarıyla ortaya konulabilecektir. Özellikle, ismin sosyal ya da psikolojik etkileri, kişinin günlük yaşamındaki zorluklar ya da ismin değiştirilmesi gerekliliği hususunda tanık ifadeleri değerlendirilmektedir. Ancak tanık dinlenilmesi kaide olmayıp, davanın özelliklerine ve mahkemenin takdirine bağlı olarak tanık dinlenmeden de karar verilebilecektir.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davası Reddedilirse Ne Yapılmalıdır?
İsim ve soyadı değişikliği davasının reddedilmesi durumunda, mahkemenin ret kararına karşı 2 haftalık kesin süre içerisinde davacının istinaf kanun yoluna başvurma hakkı vardır. İstinaf merciin kararı kesindir ve bu karar karşı temyiz yolu kapalıdır.
E-devlet üzerinden İsim Değişikliği Yapılabilmesi Mümkün Müdür?
Hayır, e-devlet üzerinden sunulan isim değişikliği hizmeti 2022 yılı itibariyle son bulmuştur. Basit imla hatalarından kaynaklı düzeltmeler hariç her türlü ad soyadı değişikliği mahkeme kararıyla gerçekleştirilmektedir.
İsim Değişikliği Mahkeme Kararı Sonrasında Ne Yapılmalıdır?
İsim ve soyadı değişikliği kararının tebliğinden itibaren iki haftalık istinaf süresi başlamaktadır. Bu sürenin sonunda karar istinaf edilmediğinde veyahut edildiyse istinaf kararı sonrasında kesinleşmektedir. Kararın kesinleşmesini müteakip gerekli değişikliklerin yapılması için mahkeme, kararın bir nüshasını ilgili nüfus müdürlüğüne göndermektedir. Nüfus müdürlüğü ise bu doğrultuda değişiklikleri sicile işlemekte ve süreç bu şekilde sonuçlanmaktadır.
Bu konuda kişilere tavsiyemiz, süreci e-devlet üzerinden kontrol etmeleri ve gerektiği taktirde nüfus müdürlüğünden randevu alarak işlem başlatmalarıdır. Dava sonuçlandıktan sonra işlemlerin tamamen bitmesi 3-4 haftayı bulabilmektedir.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davasında 2025 Yılı İçin Masrafları Nedir?
2025 yılı itibariyle İsim (Ad-Soyadı) değişikliği davalarında mahkeme masrafları toplamda 3.200,00 TL civarında olmaktadır.
İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Hangi Gazetede Yayımlanır?
İsim değişikliği kararları, tebliğ yerine geçmek üzere Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında yayımlanmaktadır. Buradan ilgili sayfaya ulaşabilirsiniz.
Şahıs Firması Unvan Değişikliği Nasıl Yapılır?
Şahıs firmasına sonradan unvan eklenmesi mümkündür. Bunun için İnteraktif vergi dairesi üzerinden unvan değişikliği talebini içerir bir dilekçe gönderilmesi yeterlidir. Yine de şahıs firması her zaman isim – soyisimle anılacağından bu unvan gerçek manada ticari bir unvan olamayacak tabela unvanı olarak değerlendirilecektir. Gerçek manada Ticaret unvanı ise ticaret sicil kaydının yapılması ile mümkündür.
İsim Değişikliği Avukatı Nasıl Bulunur?
İliniz sınırları içerisinde İsim ve soyadı değişikliği davalarında çalışmalar yürüten bir Aile hukuku avukatı arayışı içerisindeyseniz, TBB Barosu levhasından ad ve soy ad ile sorgulama yapabilirsiniz. Fakat hangi avukatın hangi alanda çalışmalar yürüttüğü bilgileri Baro levhasında bulunmadığından, internet veya kişiler üzerinden daha detaylı bir araştırma yapmak bu konuda faydalı olabilir.
İsim (Ad-Soyadı) değişikliği davası izah ettiğimiz üzere haklı nedenlerin, tanıkların, ve sair birçok belgenin titizlikle toplanarak mahkeme nezdinde sunulmasını gerektiren bir davadır. Kişilerin hem haklılıklarını ispat edebilmek hem de mahkeme süreçlerinin hızlı, sorunsuz bir şekilde sonlandırılabilmeleri için bu konuda deneyimli bir avukat ile çalışılmasını öneririz.
Bu yazımızda “İsim (Ad-Soyadı) Değişikliği Davası” hakkında bilgiler verdik. Bu konuda veya başkaca bir hususta profesyonel destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu makale ve içeriğindeki tüm yazılanlar, yazarın telif hakkı koruması altındadır. Yazarın yazılı izni olmaksızın bu makalenin herhangi bir bölümü, elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt veya başka herhangi bir yöntemle kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya saklanamaz. İzin alınmadan yapılacak her türlü kullanım, telif hakkı ihlali sayılacak ve yasal işlem başlatılacaktır.
Tüm hakları saklıdır. © 2025, Av. Buğra Topaktaş