-
Pazartesi - Cuma : 09.00 - 18.30
-
Pazartesi - Cuma 09.00-18.30
İçindekiler
ToggleVasiyetname Nedir?
Bir kişinin vefatı halinde onun hak ve borçlarının kim veya kimlere intikal edeceği meselesi gündeme gelmektedir. Bu kişiler ölenin kan hısımları, eşi, evlatlığı olabileceği gibi bazı durumlarda hazine(devlet) de olabilmektedir. Öte yandan mirasbırakan, ölümünden önce terekesinin kendi istek ve iradesine göre intikalini sağlayabilmektedir. İşte bu iradi miras durumu, mirasbırakanın hukuken vasiyetname adı verilen tek taraflı işlemiyle sağlanabilmektedir. Vasiyetname, vasiyetçinin son arzu ve isteklerini içerir ölüme bağlı tek taraflı hukuki işlemidir; Kendi içerisinde türleri ve geçerlilik şartları bulunmaktadır. Bu yazımızda her bir hususu detaylıca ele alacağız.
Vasiyetname Türleri Nelerdir?
Hukukumuzda vasiyetname yalnızca 3 şekilde düzenlenebilmekte olup bunlar resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyetnamedir. Bu üç tür vasiyetname dışında vasiyetname düzenlenmesi mümkün değildir.
1- El Yazılı Vasiyetname
El yazılı vasiyetname Türk Medeni Kanunu’nun 538. maddesinde “El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.” denilmek suretiyle belirtilmiştir. Buradaki hususlar el yazılı vasiyetnamenin geçerlilik şartlarıdır.
Bu vasiyetname türünde noter senedi, tanıklık gibi hususlar aranmayıp öncelikle vasiyetçinin bizatihi kendi el yazısı olma şartı aranmakta olup bu durumda vasiyetname başka birine yazdırılamayacaktır. El yazılı vasiyetnamenin bu açıdan masrafsız ve zahmetsiz bir yol olduğu kabul edilse de güvenilirliği ve vasiyetçiye aidiyeti konusunda şüpheler barındırmaktadır.
El yazılı vasiyetname tüm dillerde yazılabileceği gibi, kağıda yazılma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bununla birlikte vasiyetçinin, vasiyetinin sonunda iradesini “arzumdur..bırakıyorum..intikal ettiriyorum..” gibi sözlerle ifade etmesi önemlidir.
El yazılı vasiyetnamede, vasiyetin yazıldığı ay gün ve tarih bulunması zorunludur; Kanun koyucu bu düzenleme ile birlikte vasiyetçinin son arzusunu korumayı amaçlamaktadır zira vasiyetçinin birbiriyle çelişen vasiyetnameleri ortaya çıkarsa bunlardan en son tarihli olanı geçerli olacaktır. Bu tarihler de vasiyetçinin bizatihi el yazısı ile yazılmalıdır. Vasiyetin birkaç güne veya haftaya sarkması halinde, her bir sayfaya o günün tarihleri yazılmalıdır. Son olarak vasiyetçi, vasiyetnamesinin sonunda kendi imzasını el yazısı ile bırakarak vasiyeti tamamlamalıdır.
TMK’nun 538. maddesinin 2. fıkrasına göre, “El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.” denilmektedir.
Dolayısıyla vasiyetçi, vasiyetnamesini ister açık bir şekilde ister bir zarfın içine koyarak ilgili kişiye veya merciiye bırakabilir. Kanun metninde vasiyetnamenin, notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabileceği belirtilmiştir. Kanun koyucu, el yazılı vasiyetnamenin kaybolma, yırtılma gibi risklerden korunması amacıyla bu hükmü tesis etmiştir.
Uygulamada el yazılı vasiyetnameler genellikle kapalı bir şekilde notere teslim edilmektedir. Ölüm halinde ise vasiyetname,noterce vasiyetçinin yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi hakimine iletilmek üzere oradaki Cumhuriyet baş savcılığına tevdi edilmektedir.
2- Resmi Vasiyetname
El yazılı vasiyetnamenin güvenilirlik açısından bazı sakıncaları haiz olduğu düşünüldüğünde ihtiyaca yanıt verme noktasında resmi vasiyetname önem arz etmektedir. Özellikle ispat noktasında kolaylık ve güvenilirlik sağlanabilmesi açısından kanunen resmi vasiyetname düzenleme yolu tanınmış olup ayrıca okuma yazma ya da sadece yazma bilmeyen, yazmaya yönelik fiziki engeli bulunan kişiler de resmi vasiyetname yoluyla irade beyanlarını rahatça ortaya koyabileceklerdir.
Resmi vasiyetnamenin güvenilir olmasının yegane sebebi resmi bir memur tarafından düzenlenmesi ve vasiyetname iradesinde oluşabilecek çelişkileri, belirsizlikleri memurun mirasbırakana sorarak giderme imkanına sahip olmasıdır. Bu şekilde vasiyetname açıklık ve kesinlik kazanmaktadır.
Resmi vasiyetname; Noter, sulh hâkimi ya da resmî memur önünde, iki tanığın katılmasıyla birlikte yapılan vasiyetnamelere denmektedir. Bu vasiyetname türünde mirasbırakanın okuryazar olması gerekmemektedir zira vasiyetnameyi bizatihi kaleme alacak olan kişi resmi memurdur.
Uygulamada, resmî vasiyetname tanziminde resmî memur olarak sayılan kişilerin başında noterler yer almaktadır. Öte yandan noterin bulunmadığı durumlarda noter başkatipleri de vasiyetname düzenlemeye yetkilidir. Her durumda, Yargıtayca kabul edilen birlik prensibi gereğince tüm süreci bizatihi resmi memur yönetmelidir.
TMK m. 534/1 hükmüne göre, “Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder.” Dolayısıyla tarih ve imzalama aşamasından sonraki aşamada tanıkların katılımı zorunludur. Buna göre mirasbırakan, iki tanığın ve memurun önünde vasiyetnameyi okuduğunu ve bunun son arzularını içerdiğini beyan edecektir.
Resmi vasiyetnamenin geçerliliği en az iki tanığa bağlı olmakla birlikte ikiden fazla tanığın katılımı da mümkündür. Fakat resmi vasiyetnamede bazı kişilerin tanıklıkları kanunen geçerli sayılmamaktadır.
A- Resmi vasiyetnamede kimler tanık olamaz?
TMK m. 536 hükmünde vasiyetname düzenlenmesine katılacak memur ve tanıklar hakkında bazı sınırlamalar konulmuştur. Buna göre, fiil ehliyetine sahip olmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklanmış olanlar, okuma yazma bilmeyenler veya mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar. Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.
3- Sözlü vasiyetname
Vasiyetnamenin istisnai nitelikte olan son türü sözlü vasiyetnamedir. TMK’ya göre sözlü vasiyetnamenin ancak olağanüstü koşullarda, el yazılı veya resmi vasiyetname yapma imkanının bulunmadığı durumlarda yapılabileceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu vasiyetname türü istisnai olup zorunluluktan doğmaktadır.
Sözlü vasiyetnamenin ispatı oldukça zordur zira vasiyetçi son istek ve arzularını sözlü bir şekilde dile getirmektedir. Sözlü vasiyetnamenin genel olarak mirasbırakanın ölüm tehlikesine yakın olması, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamadığı durumlarda mevcudiyeti kabul edilebilecektir.
Olağanüstü koşulların varlığıyla birlikte sözlü vasiyetnamede en az 2 tanık bulunmalıdır, tanıklardan biri mirasbırakanın son isteklerine göre vasiyetnameyi düzenlemeli ve diğer tanık da bunu imzalamalıdır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine vermeli ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan etmelidirler.
Sözlü vasiyetname tarihinden itibaren mirasbırakan için diğer şekillerde vasiyetname düzenleme imkanı doğarsa bu tarihten itibaren bir ay geçtiği taktirde sözlü vasiyet hükümden düşmektedir. Bu bir aylık sürede mirasbırakanın vefat ettiği durumda ise vasiyetname geçerliliğini koruyacaktır.
Vasiyetname İle Hangi Hukuki İşlemler Yapılabilir?
Vasiyetname ile yapılabilecek hukuki işlemlerin başında mirasçı ataması ve belirli mal bırakma gelmektedir. Bu tasarruflar ile mirasbırakan, mirasçıları veya başkaca kişiler lehine bağışlamalar yapabilmektedir.
Bağışlama tasarrufları dışında mirasbırakan, vasiyeti yerine getirme görevlisi atayabilir, vasiyet yükümlülerine koşullar ve yüklemeler getirebilmektedir. Ayrıca vasiyetname ile TMK m.26 gereğince vakıf kurulması ve çocuğun tanınması, mirasçılıktan çıkarma(ıskat) işlemleri mümkündür.
Mirasçı Atama
TMK m. 516 hükmüne göre, “Mirasbırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir. Bir kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf, mirasçı atanması sayılır.” denilmektedir.
Mirasçı atamada dikkat edilecek ilk husus, mirasbırakanın açık iradesidir. Vasiyetnamede doğrudan terekenin tamamı veya bir kısmı için mirasçı atandığı anlaşılması gerekir. Resmi vasiyetnamelerde bu hususta oluşabilecek çelişkiler memurca giderilmekte olup el yazılı vasiyetnamelerde ise çelişkiler yorum yoluyla giderilmeye çalışılmaktadır. Öte yandan vasiyetçi, gerçek kişileri, tüzel kişileri, henüz doğmamış çocuğu, henüz kurulmamış tüzel kişiliği mirasçı olarak atayabilecektir.
Mirasçı atanan kişi, vasiyetçinin hem yasal mirasçısı hem de atanmış mirasçısı olur ise burada miras payının genişletilmesi gündeme gelecektir. Öte yandan, bir kişiye belirli bir mal bırakılması için o kişinin mirasçı atanmasına gerek yoktur, doğrudan mal bırakma yoluyla da tasarruf mümkündür.
Tanıma
Tanıma TMK’da baba ile çocuk arasında soybağının kurulmasını sağlayan yollardan biri olarak düzenlenmiştir. Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile birlikte kurulurken baba ile çocuk arasındaki soybağı ya anne ile evlilik ya tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilecektir. Bunun dışında bir diğer yol ise evlat edinmedir.
Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı olarak başvurusu ya da resmî senette(noter düzenler) veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla gerçekleşebilmektedir. Dolayısıyla resmi vasiyetname yoluyla da soybağının kurulması mümkündür.
Vakıf Kurulması
TMK’nın 101. maddesine göre, “Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır.” Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere belli bir amaca özgülenen ve tüzel kişiliğe sahip olan mal topluluğuna vakıf denmektedir. Dolayısıyla vasiyetname yoluyla vakıf kurulurken vasiyetçinin, terekesinin tamamı veya bir kısmını belirli ve sürekli bir amaca hizmet amacıyla yönlendirmesi bu hususta açık irade beyanı sunması gerekmektedir. Ayrıca;
Medeni Kanumuzun vasiyetname düzenleyebilmek için aradığı şartlar ayırt etme gücü ve yaştır. Bu sebeple ayırt etme gücüne sahip bir kimse kısıtlı olsa dahi yapacağı vasiyetname geçerli olacaktır. Şayet kısıtlılık akıl hastalığı veya akıl zayıflığı gibi bir sebepten kaynaklanıyorsa ve bu durum kişide ayırt etme gücünü ortadan kaldırıyor ise bu takdirde bu kimsenin vasiyetname yapma ehliyeti söz konusu olamayacaktır.
TMK m. 502 hükmü, vasiyetname ehliyeti için 15 yaşın bitirilmesi şartını koymaktadır. Buradaki yaş şartı, erginlik yaşından düşüktür ve sadece vasiyetnameler için geçerlidir. Dolayısıyla resmî vasiyetname ile vakıf kurulabilmesi için 15 yaşın doldurulması gerekir. Bu şartlar ile birlikte mirasbırakanın vakıf kurma iradesi anlaşılıyor ise vasiyetname ile vakıf kurulması hukuken mümkün hale gelmektedir.
Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi Atama
Resmî vasiyetname ile yapılacak önemli tasarruflardan biri de vasiyeti yerine getirme görevlisi tayinidir. TMK m. 550/1 hükmü uyarınca, mirasbırakan dilerse vasiyetname ile bir veya birkaç kişiyi ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmesi için vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak tayin edebilir. Bu şekilde mirasbırakan, güvendiği bir kimseyi vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak atayarak, kendi isteğine göre mirasın paylaştırılacağını garanti altına alma imkanına sahip olmaktadır.
Vasiyeti yerine getirme görevlisi, sulh hukuk hakiminin denetimine tabidir.
Koşullar Ve Yüklemeler
Vasiyetname ile yapılabilecek diğer işlemler arasında koşul ve yüklemeler gelmektedir. Bu iki durum tamamen birbirinden farklıdır. Koşul hâlinde, işlemin hüküm ifade etmesi gerçekleşmesi gelecekte belirsiz bir duruma bağlanmaktadır. Yükleme hali ise, lehine tasarruf yapılan kişiye belirli bir şeyin yapılması veya yapılmamasının yükletilmesidir. Yükleme ile üçüncü kişi lehine mutlak surette bir hak doğması gerekmez.
Yükleme
Örneğin Vasiyetçi (A) vasiyetnamesinde, kendi evini (B)’ye bırakmıştır. Ancak bu tasarrufu şu şartla yapmıştır: (B), vasiyetçinin mezarının bakımını düzenli olarak üstlenecektir.
Bu durumda, (B)’nin evi alma hakkı kesin olarak doğar ancak bunun karşılığında ona bir görev (yükleme) verilmiştir. Eğer (B) mezar bakımını yapmazsa, tasarruf iptal edilebilir. Yine de tasarruf başlangıçta kesin olarak yapılmıştır, mezar bakımı yalnızca bir yükümlülüktür.
Koşul
AynıVasiyetçi (A), vasiyetnamesinde şu ifadeyi kullanmıştır:
“Eğer (C), 30 yaşına gelirse, ona evimi bırakıyorum.”
Bu durumda, (C)’nin vasiyet edilen eve sahip olabilmesi, gelecekte belirsiz bir olayın (30 yaşına ulaşması) gerçekleşmesine bağlıdır. Eğer (C) bu yaşa ulaşamazsa, vasiyet hüküm ifade etmeyecektir. Bu, tamamen koşula bağlı bir vasiyet örneğidir.
Koşul ve Yüklemelerde Hukuki Sınır
Ölüme bağlı tasarrufların koşul ve yüklemelere bağlanması kanunen bazı sınırlara tabidir. Tasarruflar kanuna, ahlak ve adaba aykırı koşula bağlanması hâlinde hem koşul hem de tasarruf hükümsüzdür. Örneğin bir kimseye dayak atılması karşılığında tanınan vasiyet alacağında bu koşul hükümsüz kalacaktır. Öte yandan, tasarrufun yapıldığı sırada öne sürülen koşulun imkansız olması da koşulu geçersiz kılacaktır.
Son olarak TMK m. 515/son hükmüne göre “Anlamsız veya yalnız başkalarını rahatsız edici nitelikte olan koşullar ve yüklemeler yok sayılır.” denilmektedir.
Elektronik Ortamda Vasiyetname Mümkün Müdür?
Hukukumuzda yukarıda izah ettiğimiz üzere üç tür vasiyetname(resmi, el yazılı ve sözlü) kabul edilmiştir. Bunlar sınırlı sayıda olduğundan elektronik ortamda yapılan vasiyetname her ne şekilde olursa olsun hukuken bir geçerlilik kazanamayacaktır.
Öte yandan son zamanlarda Yargıtay’ın mirasbırakanın dijital malvarlıklarının da terekesine dahil edilmesi gerektiğine yönelik görüşleri çoğalmakta ve bu hususta mahkemeler dijital terekenin tespiti için teknik bilirkişi atamaları gerçekleştirmektedirler. Bazı teknoloji firmaları ise (Örneğin Apple Legacy Contact) kişilere kendi dijital varlıklarına(mail, bulut depolama, site kimliği, ID, video, fotoğraf) mirasçı atayabilmelerine olanak sağlamakta ve ölüm halinde hukuki bir merci yardımı olmadan dijital varlıkların intikalini gerçekleştirmektedirler. Fakat bu durum hukuken istenmeyen ve kanaatimizce yeni düzenlemelerle birlikte çözüm bulunması gereken konuların başında gelmektedir.
Dolayısıyla gün geçtikçe teknolojinin hukuki mevzuatlar üzerindeki etkisinin pekala arttığını söylemek mümkünse de bu aşamada mevzuatımız gelişen teknolojiye ve onun beraberinde getirdiği sonuçlara uyum sağlayamamakta ve maalesef ondan geri kalmaktadır. Kanaatimizce elektronik ortamda, örneğin video ve e-imza yoluyla, yapılan vasiyetnameler geçerlilik kazanmalı, bu kapsamda e-vasiyet sistemi geliştirilerek mevzuatımıza kazandırılmalıdır. Ne yazık ki şu aşamada elektronik ortamda yapılan vasiyetnameler, ancak geçerli bir vasiyetnamenin varlığı halinde yardımcı delil olarak değerlendirilmektedirler.
Vasiyetnamenin Geri Alınması (Vasiyetten Dönme)
Vasiyetname, tek taraflı hukuki bir işlem olduğundan her zaman vasiyetçi tarafından geri alınması mümkündür. Bu geri alma vasiyetin tamamı için olabileceği gibi bir kısmı için de olabilecektir. Öte yandan, sonradan ortaya çıkan vasiyetname şayet önceki vasiyetname ile çelişiyorsa bu durumda önceki vasiyetnameden dönüldüğü varsayılacaktır. Keza yine mirasbırakan vasiyetnameyi yok ettiyse veya vasiyetinde tasarrufta bulunduğu malvarlığı üzerinde sonradan bir tasarrufta bulunduysa vasiyetnamesinden geri döndüğü kabul edilmelidir.
Vasiyetnamenin Açılması
Medeni Kanunumuzca miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Fakat mirasın açılması vasiyetin açılması anlamına gelmemekte olup vasiyetin açılması ayrı düzenlemelere tabidir. Vasiyetnamenin açılması; genel manada içeriğinin ilan edilmesi, hakim tarafından mirasçılar huzurunda okunması ve böylece ilgililerin vasiyetçinin son arzularının içeren bu belgenin içeriğinden haberdar olmasının sağlanması anlamına gelmektedir.
TMK m. 596 hükmü uyarınca vasiyetname, teslim edilmesinden itibaren bir ay içinde yetkili sulh hakimince açılır. Açılma gün ve saati adresi belli olan ilgililere tebliğ edilir. Vasiyetname, usulünce çağrılan ilgililerin huzurunda gelmeyenlerin yokluklarında açılarak okunur ve bu durum tutanakla saptanır. Vasiyetname, mirasta hak sahibi olan tüm ilgililere, gideri terekeye ait olmak üzere kendilerine ilişkin olan kısımlarının onaylı örneği hâkim tarafından tebliğ edilir.
Vasiyetname Düzenlenmesi İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
E-devlet Üzerinden Vasiyetname Düzenlenmesi Mümkün Müdür?
Hukukumuzda yalnızca resmi vasiyetname, el yazılı ve sözlü vasiyetname olarak üç tür vasiyetname düzenlenmesi geçerli sayıldığından e-devlet üzerinden vasiyetname düzenlenmesi mümkün değildir. Fakat bu hususta Adalet Bakanlığınca çalışmalar yürütülmekte olup “e-vasiyet” sistemi geliştirilmektedir. Bununla birlikte eğer murisinize ait açılmış vasiyetname varsa e-devlet üzerinden “Sulh Hukuk Mahkemelerince Açılan Vasiyetname Sorgulama” kısmından sorgulama yapabilirsiniz.
Yaşlı veya 65 Yaş Üstü Kişilerin Vasiyetname Düzenleyebilmesine Engel Bir Durum Var Mıdır?
Vasiyetname düzenlenmesinin temel koşulları kişinin 15 yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip olmasıdır. Dolayısıyla mevzuatta bu hususta bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Fakat bilineceği üzere akıl hastalığı durumu, yaşlılıkla birlikte ortaya çıkabilen ve kişinin iradi kuvvetini mutlak surette etkileyebilen durumların başında gelmektedir. Bu sebeple uygulamada noter aracılığıyla yapılan resmi vasiyetnamelerde 65 yaş üstü kişiler için tam teşekküllü hastanelerden aynı gün alınmış sağlık raporu talep edilmektedir.
Esasında yaşlı kişilerin tapu, noter gibi resmi dairelerde işlem yaparken sağlık raporu sunma zorunluluğu yoktur, bu durum tamamen uygulamadaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Burada olması gereken ve mevzuatta düzenlenen, işlem yapacak memurun kişinin ayırt etme gücünde bir şüpheye düştüğü taktirde kişiden sağlık raporu istemesi gerektiğidir. Fakat uygulamada, ileride meydana gelebilecek muhtelif ihtilafların önüne geçebilmek adına kişilerden sağlık raporu talep edilmektedir.
Avukat Kişiler Adına Vasiyetname Düzenleyebilir Mi?
Hayır, avukatlar vekalet yetkisi dahi olsa kişiler adına vasiyetname düzenleyemezler. Vasiyetname düzenlenirken kişinin son istek ve arzularını bizatihi el yazısı ile yazması veyahut resmi vasiyetname düzenleniyorsa en az iki tanık eşliğinde resmi memura beyan etmesi gerekmektedir. Avukatlar ancak bu işlemlerin hukuki prosedürlere uygun bir şekilde gerçekleştirilmesinde ve kişilerin vasiyetnamelerinin güvence altına alınmasında önemli rol oynayabilirler.
Ayrıca avukatlar vasiyetçinin ölümü sonrasında, vasiyetin açılması ve yerine getirilmesi süreçlerinde de gereken hukuki iş ve işlemleri temin ederek vasiyetçinin son arzu ve isteklerinin yerine getirilmesini, mirasçılar arasındaki uyuşmazlıkların önlenmesini sağlayabilirler.
En Güvenli Vasiyetname Yolu (Bozulmayan Vasiyetname) Nedir?
En güvenli vasiyetname yolu, yukarıda detaylı izah ettiğimiz üzere noterde resmi memur önünde en az iki tanık eşliğinde düzenlenen resmi vasiyetnamedir. Resmi vasiyetname kanuni şekil şartlarına uygunluğu, resmi memur tarafından kaydedilmesi, varsa çelişkilerin giderilmesi ve devamında vasiyetnamenin tahrifat ve kaybolma riskine karşı güvence sağlanması durumları nedeniyle oldukça güvenli bir yoldur.
Ayrıca, resmi memur ve tanıkların varlığı, vasiyetçinin iradesinin doğru ve herhangi bir baskı altında kalınmadan yansıtıldığı noktasında ispat sağlayarak ileride meydana gelebilecek olası itirazların da önüne geçilmesini sağlamaktadır.
Vasiyetname İle Mirastan Çıkarma (Iskat) İşlemi Yapılabilir Mi?
Evet, vasiyetname ile mirastan çıkarma işlemi mümkündür ancak belirli yasal şartların sağlanması gerekir. Medeni kanunumuzda bazı düzenlemelerle, saklı paylı mirasçıların(anne,baba,eş,altsoy) keyfi bir şekilde mirasçılıktan çıkarılmasının önüne geçilmiştir. Bu düzenlemelere göre, saklı paylı mirasçı eğer mirasbırakana veya onun yakınlarına karşı aile hukukundan kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmemişse, keza ona ve yakınlarına karşı ağır bir suç işlemişse, ancak bu durumlarda mirasçılıktan çıkarma söz konusu olacaktır.
Önemle belirtmek gerekir ki vasiyetçi bu nedenlerin varlığını ispatla yükümlüdür. Zira mirasçılıktan çıkarma sebebi vasiyetnamede belirsizse, belirli bir eyleme, işleme ve davranışa dayanmıyorsa burada yalnızca mirasbırakanın mirastan men ettiğine yönelik beyanları hukuk düzleminde kabul edilemeyecektir. Mirasçılıktan çıkarma sebepleri, olayları, delilleriyle birlikte sunularak izah edilmelidir.
Kahramanmaraş Miras Avukatı Nasıl Bulunur?
Kahramanmaraş ili sınırları içerisinde Miras Hukuku alanında çalışmalar yürüten bir Miras avukatı arayışı içerisindeyseniz, Kahramanmaraş Barosu levhasından ad ve soy ad ile sorgulama yapabilirsiniz. Bununla birlikte hangi avukatın hangi alanda çalışmalar yürüttüğü bilgileri Baro levhasında bulunmadığından, internet üzerinden daha detaylı bir araştırma yapmak bu konuda faydalı olabilir.
Vasiyetname düzenlenmesi, detaylı izah ettiğimiz üzere bazı geçerlilik şartlarını haiz olup vasiyetçinin son arzu ve isteklerini içerdiğinden oldukça dikkat edilmesi gereken ölüme bağlı tasarruflardan biridir. Dolayısıyla bu konuda hak kaybına uğranmaması açısından profesyonel bir Miras avukatından hukuki destek almanız önem arz etmektedir.
Bu yazımızda “Vasiyetname Düzenlenmesi” hakkında bilgiler verdik. Bu konuda veya başkaca bir hususta profesyonel destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu makale ve içeriğindeki tüm yazılanlar, yazarın telif hakkı koruması altındadır. Yazarın yazılı izni olmaksızın bu makalenin herhangi bir bölümü, elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt veya başka herhangi bir yöntemle kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya saklanamaz. İzin alınmadan yapılacak her türlü kullanım, telif hakkı ihlali sayılacak ve yasal işlem başlatılacaktır.
Tüm hakları saklıdır. © 2024, Av. Buğra Topaktaş