Hayır, hukuki işleriniz için avukat yardımı almanız kanunen zorunlu değildir; adliyede kendi hukuki işlerinizi kendiniz de takip edebilirsiniz. Bununla birlikte bazı durumlarda, örneğin ağır ceza davalarında ve 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlamalarda müdafi zorunludur. Ayrıca, çocukların ya da kısıtlı kişilerin yer aldığı davalarda da gerekli görülürse mahkeme tarafından davaya avukat atanabilir. Diğer davalarda ise bir avukat ile anlaşmak tamamen sizin tercihinize bağlıdır. Ancak hukuki süreçler karmaşık ve teknik bilgiler gerektirdiği için girişilecek hukuki bir mesele öncesi bir avukat ile anlaşmamak, fikrimizce hasta olunduğunda doktora gitmemek kadar riskli bir eylemdir.
Evet, ücretlidir.
Avukatlar, müvekkillerine her türlü alanda hukuki danışmanlık sağlamakta ve yasal süreçlerde onları temsil etmektedirler. Bununla birlikte hukuki mevzuatın uçsuz bucaksız meseleleri haiz olduğunu düşündüğümüzde, bir avukatın tüm bu hukuki alanlara hakimiyeti söz konusu olamayacaktır. Bu nedenle, talepleriniz doğrultusunda alanında uzman bir avukatla çalışmanız size en büyük faydayı sağlayacaktır.
Türkiye’de avukatlık ücretleri, her sene resmi gazetede yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenmektedir. Bir avukatın sunacağı hizmet karşılığında talep edebileceği asgari ücret bu tarifeyle belirlenmiş iken azami ücret noktasında bir sınır bulunmamaktadır. 2024 yılı için belirlenen asgari ücret tarifesine göre, avukatlık ücretleri genel olarak 8.000 TL ile 67.700 TL arasında değişmektedir. Büroda sözlü danışma ücreti ilk bir saat için en az 2.300 TL olmakla birlikte açıkladığımız gibi bu tutarlar avukattan avukata farklılık gösterebilmektedir.
Avukat ve müvekkil gizliliği, avukatların müvekkillerine ait bilgi ve belgeleri saklama yükümlülüğüne denilmektedir. Bu gizlilik müvekkilin avukatına güvenle bilgi vermesini sağlamakla birlikte ikisi arasındaki güven ilişkisini de inşa eder. Esasında avukat ile müvekkili arasındaki ilişki, bir sözleşmeden önce güven ilişkisine dayanmalıdır. Bu nedenle avukat – müvekkil gizliliği önem arz etmektedir.
Mevcut hukuk sistemiz içerisinde resmi olarak “baro avukatı” ve “özel avukat” ayrımı yoktur zira tüm avukatlar faaliyet gösterdikleri ilin sınırları içerisinde bulunan baroya kayıtlı olmak zorundadırlar. Bununla birlikte avukatlar, kurum avukatı ve serbest avukat olarak çalışabilirler. Kurum avukatları devlet memuru statüsünde olduklarından, yalnızca o kurumun işlerini yürüten avukatlardır. Serbest avukatlar ise adı üzerinde serbestçe çalışırlar.
Avukata vekaletname vermek için, öncelikle kimliğinizle birlikte herhangi bir notere giderek vekalet vereceğiniz avukatın bilgilerini(Sicili, T.C. ve adresi) vererek vekaletname düzenletmeniz gerekir. Vekaletname, avukatın sizi her türlü hukuki işlem için temsil etmesini sağlayan resmi bir belgedir. Gayrimenkul, Boşanma, Tanıma ve Tenfiz davaları, tapu işlemleri gibi özel yetki gerektiren durumlar içinse notere giderken yanınızda ayrıca 2 vesikalık fotoğraf bulundurmanız gerekmektedir. Yurtdışında ikamet edenler ise konsolosluklar aracılığıyla vekaletname çıkarabilmektedirler. Vekaletnameyi verdikten sonra avukatınız, sizin adınıza dava açma, duruşmalara katılma ve hukuki işlemleri yürütme yetkisine sahip olur. 2024 Yılı itibariyle noterde genel vekalet verme ücreti 783,82 TL olarak belirlenmiştir.
Dava açmak için, yetkili ve görevli mahkemeye bir dava dilekçesi sunulmalıdır. Dilekçede mahkeme adı, davacı ve davalı bilgileri, dava konusu, hukuki sebep ve deliller, son olarak talepler belirtilmelidir. Dilekçe ile birlikte gerekli harçlar ve yargılama giderleri ödenerek dava açma süreci tamamlanır. Dava açarken gerekli usul kurallarına riayet edilmesi elzemdir. Aksi durumda davanın reddedilmesi ile karşı karşıya kalınabilecektir.
Dava dilekçesinin temel unsurları taşıması, düzenli, okunabilir ve iddiaların doğru delillerle desteklenerek bütünü tamamlayıcı bir şekilde sunulması gerekir. Bu mahkeme sürecinde önemli bir avantaj sağlar. Dava dilekçesinin dikkatlice hazırlanması, usul kurallarına riayet etmeniz, davanızın olumlu sonuçlanma ihtimalini artırır. Bir dava dilekçesinde;
1. Adınız soyadınız, TC kimlik numaranız, açık adresiniz
2. Karşı tarafın; adı soyadı (kurum ise ünvanı), biliyorsanız TC Kimlik Numarası, adresi
3. Mümkün olduğunca açık ve öz şekilde aşağıdaki hususları dilekçenizde belirtiniz:
a. Davanızın konusu
b. Davayı açma nedeniniz
c. Talebiniz (dava sonucu elde etmek istediğiniz sonuç)
d. Yasal dayanaklarınız
e. Delilleriniz(Dilekçe ekine eklenmelidir, Elinizde olmayan delillerin nereden temin edileceğini de açık şekilde yazınız)
f. Davaya konu olayın (şeyin) gerçekleştiği tarih ve sizin öğrendiğiniz tarih
g. Varsa dava konusu ile ilgili içtihatlar (önceki kesinleşmiş mahkeme kararlarından örnekler)
Ülkemizde açılan davaların sonuçlanmasının uzun yıllar sürmesinin yegane sebebi, iş sayısını karşılayabilecek sayıda mahkemeye sahip olunamamasıdır. Maalesef ki bu konuda imkanlar noktasında fiziki bir yetersizlik söz konusudur. Hal böyle iken ilk derece mahkemesinde dava sonuçlansa dahi, istinaf ve temyiz süreçleriyle birlikte uzun yıllar daha VERİLEN hüküm kesinleşememektedir. Bununla birlikte hukuk mevzuatlarının sürekli değişime uğraması da davaların uzun sürmesinin bir başka nedenidir.
Evet, tanık olduğunuz bir dosyada duruşmaya gitmek zorundasınız. Mahkeme tarafından usulüne uygun bir davetiyeyle tanık olarak çağrıldığınızda, haklı bir mazeretiniz olmadığı taktirde tanıklık yapmanız yasal bir yükümlülük haline gelmektedir. Çağrıldığınız duruşmaya gitmezseniz, mahkeme sizi zorla getirme kararı verebilir ve duruşmaya katılmamanız durumunda disiplin para cezasına çarptırılabilirsiniz.
Yargılama sonucunda aleyhinde başvurulacak hiçbir kanun yolu kalmayan mahkeme kararına kesinleşmiş karar denilmektedir. Örneğin, aile mahkemesinden verilen bir boşanma kararının kesinleşmesi için tarafların istinaf haklarından feragat etmeleri veyahut kendilerine tanınan süreler içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmamış olmaları gerekir. İstinaf süresi ise taraflara tebliğden itibaren başlamaktadır. Bu sürelerden sonra dava dosyasına ait karar kesinleşmiş olmaktadır. Kesinleşme kural olarak, kararın yerine getirilmesi için gerekli bir prosedürdür.
İstinaf, bir mahkeme kararının bir üst mahkeme tarafından incelenmesi sürecidir. İlk derece mahkemesinde(bildiğimiz adliyelerimizdeki mahkemeler) verilen karara itiraz etmek isteyen taraflar, belirli bir süre içerisinde istinaf başvurusunda bulunabilirler. İstinaf, kararın hukuka uygunluğunu denetleme amacı taşır.
Temyiz ise istinaf sürecinin ardından gelen aşamadır. Temyiz başvurusu, mahkeme kararının hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi amacıyla yapılır. Temyiz süreci, genellikle daha uzun sürer ve kararlar, Yargıtay tarafından belirlenen kriterlere göre değerlendirilir.
İstinaf kanun yolu düzeltici iken Temyiz kanun yolu bozucudur. İstinaf kanun yolunda davanın esasına girilir ve yeni iddialar değerlendirilir, temyiz kanun yolunda ise kararın hukuka uygunluğu denetlenir.
Öncelikle aleyhinize bir icra takibi başlatıldı veyahut dava açıldıysa adresinize dava dilekçesini, ödeme emrini içerir tebliğ evrakı gönderilmektedir. Bir sebepten bu evrak size ulaşmadıysa, bunu öğrenmenin bir başka yolu e-devlet üzerinden UYAP Vatandaş Portal’a giriş yaparak dava dosyalarınızı ve icra takiplerini sorgulamaktır.
Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuru yapmak için öncelikle, yaşadığınız sorunla ilgili uyuşmazlığın belirlenen parasal sınırlar içinde olması gerekir. 2024 yılı için, 104.000 TL‘ye kadar olan uyuşmazlıklar il veya ilçe hakem heyetinin yetki alanındadır. Başvuru, ikamet ettiğiniz yerdeki ya da mal veya hizmeti aldığınız yerdeki Tüketici Hakem Heyeti’ne yapılabilir. Başvuruyu e-Devlet üzerinden online olarak da gerçekleştirebilirsiniz. Başvuru için kimlik bilgileri, şikayetin konusu, malın veya hizmetin ne zaman verildiği, belgeler (fatura, sözleşme vb.), satıcının geri dönüşü, ve dilekçe gereklidir. Heyet, incelemeler sonucunda kararını verir ve bu karar bağlayıcıdır.